31.12.2013

........

Hadi dedim,  özlemişsinizdir, size ev yemeği yapayım, akşama ne istersiniz ?
Cevap  "kısır"
Ben İzmir'den İstanbul'a  kısır yapmaya mı geldim ?
Ne zamandan beri kısır yemek oldu?
Bi erkek kısırı neden sever ki?
Üstelik kısır benim ilgi ve bilgi alanım değil, yapsam yenir mi ki ?
"Kafamda deli sorular" dedikleri böyle bir şey mi ?


........

Okunası....

http://hamiyetakan.blogspot.com/2013/12/son-fasl.html

SENİN HİKAYEN VAR MI ?




Bazı insanlar vardır..
Hayal kuran, hayalinin peşinden  koşan..
Gerçekleştirmek için varını yoğunu ortaya koyan..
Bir tiyatro sahnesi gibi, hikaye yazıp, başkalarına rol dağıtan..
Ve onların hikayelerinde rolleri biçilmiş,  replikleri belli diğer insanlar..
Başkasının  hayaline sürgün edilip  mahkum olan...
Role uygun maskeleri vardır suratlarında...
Kostümleri bazen dar, bazen boldur, ama taşımaya mecburdur..
Kendi duygusunu katamaz işin içine.
Sözleri değiştiremez,  kendi kişiliğini yansıtamaz o role..
Çünkü O'nun görevi hakkıyla icra etmektir kendine biçilen her neyse..
O rolle öylesine bütünleşir ki,
Zamanla yabancılaşır kendine..
Aynaya baktığında tanıyamaz olur..
Devam eder yine de...
Hayatı sadece o rolden ibaret zanneder..
Dışına çıktığında, cezalandırılma korkusu vardır..
En önemlisi boşluğa düşme endişesi...
Sonra bir gün, bi'şey olur...
Ne olduğunu O da anlayamaz aslında..
Belki bıkkınlık, belki isyan.
Rolüne yabancılaştıran..
Ve der ki kendi kendine
"Benim  de hikayem  olmalı aslında"
Kısa ama bana ait
Her şeyiyle ben olduğum, istediğim gibi konuştuğum,
Ne olursa olsun peşinden koştuğum...
Figürana da ihtiyacım yok,
Gerekirse monolog olsun..
Bununla iş bitmez tabi,
Cesaret lazımdır , ki bu en önemlisi...
Yola koyulmuştur nasılsa,
Eğer içinde birazcık umut varsa,
Destanlar yazacaktır,
Ve O artık kendi hikayesinin kahramanı olacaktır....



28.12.2013

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER........YANİ UMARIM.......




Daha iki gün önce O'na dedim ki  " kızım boşa kafa yorma, biz böyleyiz, olacak, kaçışı yok, çözümü yok. Bu fırtınaya zaman zaman tutulacağız... Sadece bil ki geçici, otur ve sakince  geçmesini bekle"...
Şimdi...
Olduğum yere çöktüm, başım kollarımın arasında,  geçmesini bekliyorum...


..........

Uçurumdan aşağı düşerken, dikenli bir dala tutunmak gibiydi seni sevmek.....
Hayata bağlayan  , ama canımı  da yakan....

27.12.2013

.....

Eskiden eş, dost , arkadaş  ziyaretlerinde " nasılsın , ne var ne yok " diye sorulur , muhabbet edilirdi...
Şimdi ilk soru " modem adı ve şifre ne ? "....
İyi değil bu akıllı telefonlar, derhal toplatılıp imha edilmeli..
Yoksa kayıplarımızın ardından daha çoookk hayıflanırız... Benden söylemesi...




......

Atalarımız demiş ki, bir insanı tanımanın en iyi yolu, onunla yemek yemek, yolculuğa çıkmak ve (bundan çok da emin değilim ) konaklamaktır..
Ben diyorum ki, bir insanı tanımanın en iyi yolu, onunla tartışmaktır. Bakın bakalım, edebini bozuyor mu ? Sizin için yaptıklarını ya da sizin ona verdiğiniz sırları ifşa ediyor mu ?