24.01.2015

.....

Yokluğun hiç bu kadar üşütmemişti...
Sahi, seni unutmak için, kaç çizik daha atmam gerek yüreğime....


19.01.2015

.......





"Çok çabuk kırılmaya başladım galiba ben"  dedim...
"Yooo, eskiden de çabuk kırılırdın,  sadece artık içinde saklayamıyorsun .." dedi...


12.01.2015

MİM..MİM..MİM..

Cuma günü sinemaya gittik okul arkadaşlarımla..Okul kırmak, ders kaynatmak gibi zevklerden mahrum olduğumuz için, anca bu kadarını yapabiliyoruz :))
Seyredenlerin düşüncesini bilemem ama, ben pek  sevemedim Son Umut filmini.. Sanırım beklentim fazlaydı. Bir cümle, bir sahne  hoşuma gitmedi ve filmin bütününe sirayet etti bu olumsuzluk.. Bana çok absürt geldi.
Eve dönüşte arkadaşımla sohbet ederken " çok zor ve sıkıntılı günlerdi ve o bana yardımcı olamadı" dedi. "Sanırım, o zamanlar, O'nun da psikolojisi iyi değildi".  İşte bu cümleler , beynimden vurulmuşa çevirdi beni. Doğru ya, kimi ne için suçluyoruz, niye kızıyoruz.  İnsanların  hangi durumda olduğunu bilmeden, nasıl yargılayabiliyoruz. Yardımını istediğimiz insanların ne durumda olduğundan haberimiz var mı acaba ?  Sanırım olaylara ve insanlara bakış açımda  bu hep göz önünde tutmam gereken bir düstur olacak.. Kimsenin iç yüzünü, ruh dünyasını bilmemize imkan yok.  İnsan kendisini bile yeri geldiğinde tanıyamazken,  halini anlatamazken..
Neyse efendim. Gelelim asıl konumuza..
Sevgili Sessiz Prenses  mimlemiş beni. Yılın ilk mimi :) Hadi bana kolay gelsin..

1- 2014 yılının size kattığına inandığınız en önemli şey nedir ?(İnsan, duygu, hayvan, kitap..vs. )
Acı kayıplar yaşadığım bir yıl oldu 2014.. Ama en güzel tarafı, Absalom'un " neye göre, kime göre" felsefesi :))) Ve az önce yukarıda  bahsi geçen cümle, 2015 in kattığı güzelliğe aday ..Mutlak doğru olmadığını öğrenmek  hayatı daha yaşanılır kılıyor sanırım. Keskin çizgilerimden vaz geçmem gerektiğini anladım. Sıra uygulamaya geldi ..
2-2014 yılında yaptığınız ve sizi gururlandıran şey nedir?
Okullu oldum, sınıfımı geçtim :))  Sanırım  hayatımın en doğru kararlarından biriydi, ikinci üniversite okumak. Manevi olarak beni doyuruyor, çok şey öğretiyor.  Kendimce başarılı olmak ,beni gururlandırdı..
3- 2014 yılında gerçekleşen ve sizi en çok üzen şey nedir?
Kendi hayatım açısından,  abimin hastalığı ve  geçirdiği ciddi ameliyat..
Ülke bazında hangi partiden olursa olsun, vekil seçtiğimiz insanların akla mantığa sığmayan açıklama ve davranışları,  hayatını kaybeden yüzlerce işçimiz,  olaylar sırasında  ziyan olan gençlerimiz...Ülkenin birliğini ve istikrarını koruma ve sağlama konusundaki endişelerim kısacası...
Dünya açısından bakacak olursak, Ortadoğu' nun kaynayan kazan olması...Ülkelerin işgal edilmesi..Sivil halkın  hayatının hiçe sayılması,  ölen yüzlerce, binlerce  çocuk, Namusuna göz dikilen bir  o kadar kadın... İnsanlığımdan utanıyorum bazen...
4-2014 yılında kendi başınıza yaptığınız en büyük şey nedir?
Henüz böyle bir başarıya imza atamadım ne yazık ki...
5- 2014 yılındaki en büyük pişmanlığınız nedir?
Kaybettiğim arkadaşlarım, sevdiklerim.. Biraz daha hassas olabilirdim o konuda..
6-2014 yılında başınıza gelen en komik olay nedir?
Bunu da bulamadım ben :(( Ama her ihtimale karşı, 2015 mimi için   çalışmalara derhal başlayıp, bu soruyu cevaplamayı düşünüyorum...

Mim için çok teşekkür ederim Sessiz Prenses..
Hoşlanan  vaaarrr, hoşlanmayan var.  Ama ben cevabını merak ettiklerimi mimlemek istiyorum..
N. Narda
Cem
Absalom
Levent ( Kafkaya Mektuplar)
Evrenimden...
Şimdiden kolay gelsin....


7.01.2015

........

Bi'şeyler yapmalı...
Bir yerden başlamalı,
Yola devam etmeli,
Ya da yoldan dönülmeli..
Bilmiyorum..
Bildiğim tek şey,  bi'şeylerin yolunda gitmediği...
Ne kadar ağır...
İnsanlar mı çok pervasız, yoksa ben mi fazla şey bekliyorum incelik adına.. Ben mi kırılganım, insanlar mı çok kırıcı.. Yaptığım iyiliğin karşılığını beklemek gibi bi'şey değil bu. Fazla beklenti içine girmek de değil..Ben yaparım ama sen yapma demiyorum.. Ben yapmasam da sen yap da demiyorum.. Neden kimseye anlatamıyorum bunu.. Ben kimseyi hiç bir şey için suçlamıyorum. Yargılamıyorum. Sadece  herkesin kişiliği , yapısı, karakteri farklı da olsa genel geçer kurallar vardır. Adab_ı muaşeret denen bi'şey vardır.  İşte onu bekliyorum...

5.01.2015

İNSAFSIZ...

Yüreğim yangın yeri...
İki kelam et de söndür şu  hasret ateşini...


YENİDEN BAŞLAMAK ???

Yeniden başlamak diye bi'şeye inanmıyorum..
Geri dönersin, kaldığın yerden devam edersin, yön değiştirirsin, her şeyi oluruna   bırakırsın..
Ama yeniden başlayamazsın.. Yok öyle bi'şey..Yeni sayfa açmakmış,  sıfırdan başlamakmış, eski defterleri kapatıp, yeni başlangıçlara imza atmakmış..

Yok öyle bi'şey...
Bunca yaşanmışlıklar varken...
İçini buran pişmanlıklar, canını yakan  hatalar, kalp kırıklıkları, başarısızlıklar, hüzünler, özlemler, gerçekleşmemiş hayaller.... Sırtında bunca yük, ayaklarında bunca pranga varken,  neyin yenisiymiş, başlamasıymış ki bu...
Önce  kabul edeceksin,  barışacak, uzlaşacaksın. Olmadı ağzına geleni söyleyip içini  rahatlatacaksın. İyisiyle kötüsüyle, hatasıyla sevabıyla yaptığın ve söylediğin her şeyi kabul edeceksin.  Yok öyle yeniden başlıyorum deyip, onları cami avlusunda bırakır gibi çekip gitmek..

Yeniden başlayamazsın...
Yeniden yapılandırabilirsin...
Hali hazırdaki şartları tekrar gözden geçirip,  yeni rota belirleyebilirsin...
Geçmişin izlerini silemezsin, terkedemezsin, görmezden gelemezsin...
Ama onları sindirebilirsin,  lehine çevirebilirsin....
Ya da boşver, bildiğin gibi yap işte...
Neticede bunlar benim doğrularım...:)


.....



Yorgun görünüyorsun...
Yüreğime uzan da dinlen biraz...


1.01.2015

APOCALYPTO



Yılbaşında film izlemekten daha parlak bir fikir olamazdı benim için.  Ama  nasıl olmuş ta bu filmin adını daha önce  duymamışım, şaşırdım doğrusu. Eh ne yapalım, bu kadarlık kusur kadı kızında da olur...
Mel  Gibson'un Farhad Safinia ile  senaryosunu yazdığı ve yönettiği bir film.
İnternette zaten filmle ilgili bir çok bilgi edinebilirsiniz. İlaveten diyorum ki,  insanın / insanlığın karanlık bir tarafı var sayın okuyucu. Yaşadığı yüzyıl, kaydettiği ilerleme, içinde bulunduğu çağ ne olursa olsun, asla  yok edemediği, saklayamadığı, bastıramadığı vahşi ve acımasız bir tarafı var işte. Maya halkının kan, vahşet ve acımasızlık dolu hayatından kesitler verirken, günümüzde de aslında hiç bir şeyin değişmediğini görüyoruz. Güçlü olan, zayıfı ezmeye hala devam ediyor ne yazık ki. Belki yöntem farklı, belki daha akıllıca  ve kurnazca..Ya da pervasızca... Ama insanlığın ilk gününden bugüne kadar  saflığından hiç bir şey kaybetmemiş  vahşet...Günümüzde de devletler işgal ediliyor, halka zulmediliyor,  kadın - çocuk ayrımı yapmadan insanlık dışı muameleler  sürüyor ne yazık ki..
Filmin ana teması hakkında yazılanlar açıkcası pek de umurumda değil. İster Amerika'yı protesto etmek için olsun, ister hristiyanlığa sırt çevirme mesajı verilmiş olsun, filmin bir solukta izlenmesine engel değil hiç birisi. Bir babanın oğluna  korkusuzluğu aşılamasını,   oğulun, atalarından gelenlere sahip çıkmasını, ailesine kol kanat germesini, umudunu kaybetmeyenin sonunda mutlaka kazanacağını gördüm ben...

İzlemenizi tavsiye ederim :)


.....

Sevmiyorum dayatmaları. Sebebi, gerekçesi ne olursa olsun.
Ben kimseye  sitem etmiyorsam,  insanlarla savaşmak yerine kabuğuma çekiliyorsam,
Kimseden hesap sormuyorsam,  kimseye hesap vermek istemediğim içindir...
Vazgeçin siz de...Tıpkı benim vazgeçtiğim gibi...